Antalya Kültür, Miras ve Değerlerimiz
.
MANAVGAT ŞELALESİ
Manavgat ilçesinin yaklaşık 3 km batısında yer almaktadır. Şelalenin hemen yanı başında doğa ile iç içe piknik yapılabilir ve çevresindeki lokantalarda taptaze balık yenebilir. Kent gürültüsünden uzak bir köşede doğayla bütünleşmek için ideal bir yerdir. Manavgat'tan kalkan dolmuşlarla ulaşım sağlanabilir.
Otelimize yaklaşık 15 km uzaklıkta olan şelale toplu taşıma araçları ve özel vasıta ile kolaylıkla
ulaşılabilir.
OYMAPINAR BARAJI
Türkiye'nin en büyük 3. barajı olan Oymapınar Barajı Manavgat çayı üzerinde kurulmuştur. Yılda 1,2 milyar kw/saat enerji üretilmektedir. Toros dağlarının muhteşem manzarası eşliğinde doğanın güzelliklerini burada düzenlenen bot turları ile keyfine varabilirsiniz. Ayrıca doğa yürüyüşleri ile de buranın güzelliklerini keşfedebilirsiniz.
Otelimize yaklaşık 40 km mesafede bulunan baraj özel vasıta ile kolaylıkla ulaşılabilir.
YEŞİL KANYON
Doğanın kalbine nefes kesen bir yolculuk demektir. Günlük hayatın stresinden kurtulup yeniden doğmuş kadar rahatlamanın en iyi yolu doğayla baş başa bir gezi yapmaktır. Bırakın Yeşil Kanyon büyüleyici atmosferiyle ruhunuzu sarsın. Doğayı ve vahşi yaşamı bu eşsiz yerde keşfederken muhteşem yeşilin tadını çıkarın.
Otelimize yaklaşık 45 km mesafede bulunan kanyon özel vasıta ile kolaylıkla ulaşılabilir.
KÖPRÜLÜ KANYON
Köprülü Kanyon Milli Parkı, Manavgat'tan yaklaşık 60 km uzaklıkta olup Antalya'nın yaklaşık 40 km kuzeydoğusundan ayrılan Taşağıl ve Beşkonak'a giden 40 km'lik karayolu ile ulaşılır ve Toros Dağları'nın eteklerinde yer alır. Milli Parkın alanı 37.000 hektardır. Parkın doğusunda yer alan Dipoyraz Dağı 2980 m yüksekliğinde olup, yamaçları ormanlarla kaplıdır.
Köprü çayı, Bolaşan Köyü ile Beşkonak arasında 120 km uzunluğunda ve 100 m derinliğinde sedir ormanlarıyla kaplı olan vadiler ve kanyonlar arasında yer alır. Park içinde bulunan nehir vadisi 14 km uzunluğunda, yer yer 400 m yükseklikte dik duvarlı bir kanyon şeklindedir.
Kanyon bitiminden sonra çay, etrafı yeşilliklerle kaplı geniş bir yataktan akmaktadır. Köprüçay nehri, Türkiye'nin en güzel tabii rekreasyon alanlarından biridir. Bunun yanı sıra nehrin batısındaki dağlık arazide bulunan tarihi Selge şehri, nehir kenarındaki kaleler ve su kemerleri, Roma devrine ait köprüler ve tarihi yollar gibi pek çok arkeolojik kaynaklar Köprülü Kanyon Milli Parkı’nı görülmeye değer yerlerden biri yapmaktadır. Keyifli bir rafting turu sonrası sayısız lokantalarda taze balıkların lezzetine varabilirsiniz. Otelimize yaklaşık 55 km mesafede bulunan kanyon özel vasıta ile kolaylıkla ulaşılabilir.
SİDE ANTİK KENT
Yarım ada şeklinde olan ‘’Side’’ Anadolu dilinde "Nar" anlamına gelmek olup, bereketi simgelemektedir. Anadolu’nun en eski yerleşim birimlerinden biri olan Side'nin İ.Ö.VII yy'dan önce kurulduğu söylenmektedir.
Bu bölgede muhakkak görülmesi gereken yer olan Side Antik Kent’te tarihi dükkânların, evlerin, hamamların, agoraların, çeşmelerin ve portiklerin (galeriler) kalıntıları yer almaktadır.
İmparator Vespasian’a jest olarak yapılan Vespasian çeşmesinin yer aldığı tek kemerli anıtsal kapıdan geçerek ihtişamlı tiyatroya ulaşılmaktadır. 20.000 kişilik tiyatro diğer Roma tiyatroları gibi dağ yamacına değil, kemerli mekânlar üzerine kurulmuştur.
Otelimize yaklaşık 12 km mesafede Side Antik Limanında yer almakta olup, toplu taşıma araçları ve özel vasıta ile kolaylıkla ulaşılabilir.
APOLLON TAPINAĞI
Güneşin oğlu Apollon’a adanmış olan tapınak Side Antik Limanı’nın sütunlu caddesinin sonundaki meydanda yer almaktadır. Side’nin en önemli simgesi olan tapınakta en güzel ve en ihtişamlı gün doğumunun ve gün batımının yaşandığı yer olarak anlatılmaktadır. Otelimize yaklaşık 12 km mesafede Side Antik Limanında yer almakta olup, toplu taşıma araçları ve özel vasıta ile kolaylıkla ulaşılabilir.
SELEUKELA
Manavgat'tan kuzeybatı yönünde Toroslara doğru gidildiğinde 12 km sonra Şıhlar köyü içinde Seleukeia antik kenti kalıntılarına ulaşılır. Şıhlar Köyü'nün 4 km kuzeydoğusunda ve yaya olarak da bir saat uzaklıkta bulunan bu antik kent Selevkoslar tarafından kurulmuştur.
M.Ö.300'lerde korunma amaçlı Akropol kent olarak bir tepe üzerine kurulmuş olan kent, dik yamaçlı ve derin vadili coğrafisi ile tüm ovayı ve denizi gözler önüne serer. Kent alanı içinde tarıma elverişli bir arazinin bulunması, etrafının sularla iyi desteklenmiş olması ve bulunduğu yerden herhangi bir ticaret yolunun geçmişi bu tezi doğrulamaktadır. Kentin gelişmişliğinin göstergesi olarak iki katlı agorası, bazilikası, sarnıç ve kanalizasyon sistemi sayılabilir. Kent kazıları sırasında çıkarılan mozaikler bugün Antalya müzesinde sergilenmektedir.
Otelimize yaklaşık 45 km mesafede bulunan tarihi mekân özel vasıta ile kolaylıkla ulaşılabilir.
SELGE
Torosların güney yamacında, Köprüçayı yakınlarında, denizden 950 m. yükseklikte kurulmuş olan Selge, antik bir Pisidya Dağ Kentidir. Selge'ye, köprülü kanyondan sonra dik ve virajlı, 4 km'lik bir yoldan gidilir. Selge'ye giden yol,doğa güzelliği yönünden çok zengin olan Köprülü Kanyon içinden geçer. Yol üzerinde; Ürgüp ve Göreme'deki peri bacalarına benzeyen ve bütün dağ yamacını kaplayan oyuntulu kayalar mevcuttur. Kuzeydeki 5 kapılı ve 45 basamaklı tiyatrosu önemli ve en iyi korunmuş olan anıtıdır. Kayalığa oyulmuş tiyatronun güneyinde stadyum ile gymnasium, batısında tavanı kartal motifleriyle süslü İon tipindeki tapınak göze çarpar. Stadiumun güneyinde çeşme ve agora bulunmaktadır. Kentin güneybatısında uzanan surların kuzeyinde Artemis ve Zeus tapınakları yan yanadır. Bu tapınakların batısında su sarnıçları, kuzeyinde ise lahitleri ve süslü mezar anıtları ile nekropol yer almaktadır. Kent işlek yollardan uzak tepeler üzerinde olduğu için yıkılmamıştır.
Otelimize yaklaşık 75 km mesafede bulunan tarihi mekân özel vasıta ile kolaylıkla ulaşılabilir.
ASPENDOS
Manavgat'a 44 km mesafede 2. Yüzyılda inşa edilen Aspendos Tiyatrosu 17.000 kişilik olup, günümüz de ayakta kalmış ve en iyi korunmuş amfi tiyatrodur. Yörede yaşayan Xenon adlı bir gencin yarattığı mükemmel akustiğin sırrı hala çözümlenememiştir. 13. yüzyılda Selçuklar yapıyı kervansaray olarak kullanmış ve tipik Selçuklu mimarisi tarzında bir kemerle yapının kuzey tarafını sağlamlaştırmışlardır.
Geçmişi I.Ö. V. yüzyıla kadar uzanır. I.S. II. yüzyılda yapılan Aspendos tiyatrosu Selçukluklar devrinde kervansaray olarak kullanılmış ve zaman zaman onarılmıştır. Sahnesi ile birlikte günümüze değin en iyi şekilde korunabilmiş nadir tiyatrolardandır. Günümüzde çeşitli konser, şenlik, festival ve yağlı güreşlerde kullanılmaktadır. Aspendos'da diğer yapıların yanı sıra Agora, Bazilika, Nymphaeum ve 15 km uzunluğunda kemerli suyolları görülmeye değer yapılardır.
Otelimize yaklaşık 25 km mesafede bulunan tarihi mekân özel vasıta ile kolaylıkla ulaşılabilir.
PERGE
Bir zamanlar Pamfilya Bölgesine başkentlik yapmış antik bir kenttir. Şehirdeki akropolisin Tunç Çağı döneminde kurulduğu düşünülmektedir. Helenistik dönem boyunca şehir eski dünya içerisindeki en zengin ve güzel şehirler arasında sayılmaktadır. Burada mağaralara ve yerleşimlere rastlanmaktadır. Mağaralar içerisinde en tanınmış olanı Karain Mağarası, Karainin komşusu olan Öküzini Mağarası, Beldibi, Belbaşı kaya sığınakları ve Bademağacı bölgedeki en tanınmış tarihöncesi yerleşim alanlarıdır.
Otelimize yaklaşık 50 km mesafede bulunan tarihi mekân özel vasıta ile kolaylıkla ulaşılabilir.
SİDE MÜZESİ
Roma Devrine ait agoranın karşısında bulunan, M.S 5-6.yüzyıldan kalma antik agoranın hamamı 1960/61 yıllarında restore edilerek müze haline getirilmiştir.
Müzede sergilenen eserlerin büyük bir bölümü 1947-1967 yılları arasında Side antik kentinde yapılan kazılarda, çıkarılan buluntulardır.
Müze'ye doğu yönünde bir kapıyla girilir.
Daha sonra tabanı taşlarla kaplı ve hamamın ikinci tepidariumu olduğu anlaşılan bir avludan geçilerek büyük bir bahçeye çıkılmaktadır. Bu avlunun etrafında ve bahçenin içinde Side'de yapılan kazılarda bulunan Hellenistik, Roma ve Bizans Devrinden lahitler, sütunlar, büstler, torsolar, yazıtlar, heykeller, heykel kaideleri, sütun başlıkları, frizler, rölyefler ve steller görülmektedir. Tabanı mermer parçaları ile kaplı olan bu avluların içindeki en önemli eser, avlunun kuzey duvarında görülen denizler tanrısı Poseido‘nun mitolojik öykülerinin yer aldığı friz serisidir. Burada tanrı ve tanrıçaların doğayla olan ilişkileri tasvir edilmektedir.
Otelimize yaklaşık 12 km mesafede Side Antik Kent’te yer almakta olup, toplu taşıma araçları ve özel vasıta ile kolaylıkla ulaşılabilir.
Doğamızı korumak amacıyla güneş kremi, parfüm, cilt bakım ürünleri ve benzerlerini doğa dostu ürünlerden seçmeye özen gösteriniz,
Okyanuslarımıza yayılan güneş kremi kimyasallarının deniz altı canlılarına zarar verebileceğini unutmayınız.
Tarihi Yerler
Kaleiçi, Eski Antalya Evleri, Yivli Minare, Şehzade Korkut Camii, Karatay Medresesi, Perge Antik Kenti, Karain Mağarası, Hadrian Kapısı, Phaselis Antik Kenti, Phaselis, Aspendos Tiyatrosu, Xanthos Antik Kenti, Alanya Kalesi, Myra Antik Kenti, Apollon Tapınağı, Olympos Antik Kenti gibi birçok kültür mirasına sahiptir.
Tarım ve Hayvancılık
Antalya bölgesinin verimli topraklarında çeşitli tarım ürünleri yetişmektedir. Tarım ürünleri içinde en çok buğday, arpa ve yulaf yetişmektedir. Ayrıca pamuk, susam, soğan, yer fıstığı, nohut, 35 bin hektar üzerinde sebze yetişmektedir. Seracılıkta en ileri olan ilimizdir. 32 bin hektarlık seralarda domates, biber, fasulye, patlıcan, hıyar, kavun ve karpuz yetiştirilir. Yurt içi ve dışında satılır. Meyvecilikte Antalya çok ileridir. En çok muz, portakal yetişen ilimiz Antalya’dır. Ayrıca elma, armut, erik, ayva, şeftali, kayısı, üzüm, iğde, keçiboynuzu, kızılcık ve diğer meyveler yetişmektedir. Mandalina, limon, greyfurt Antalya’nın başta gelen gelir kaynağıdır, turunçgil üretiminin yanı sıra zeytincilikte oldukça gelişmiştir.
Antalya bölgesi, sahip olduğu iklim özellikleri zengin bitki örtüsü, yaban hayatının zenginliğini de beraberinde getirir. Geyik, tilki, sansar, sincap, alageyik, yabankeçisi, çakal, sırtlan, kurt, ayı, keklik, bıldırcın, üveyik, yaban güvercini, çulluk, turaç, karatavuk, sarıasma ve turna ilin başlıca yaban hayatını oluşturmaktadır.
Koruma Altına Alınan Bitki ve Hayvan Türleri
Akdeniz foku, deniz kaplumbağası ve caretta carettalar bu bölgelerde koruma altına alınmışlardır.
Ayrıca Siklamen, İris Çiçeği, Kum zambağı, Nergis ve Çiğdem Çiçeği gibi bitki türleri de koruma altına alınan türler arasındadır.
Koruma altına alınan bitki ve hayvan türlerinden elde edilmiş hediyelik eşyaları satın almamanız sakıncalıdır.
Tarım Orman Bakanlığın izin verdiği tarihler dışında avlanma sporu yasaktır.
Sirk, yunus gösterileri gibi hayvanları doğal yaşamından ayıran aktivitelere katılmamanızı önemle rica ederiz.
Milli ve Dini Değerler
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gibi coşkuyla kutlanan milli bayramlarında saygı duruşu eşliğinde okunan İstiklal Marşımız da milli değerlerimiz arasındadır.
Ramazan Bayramı ve Kurban bayramı ise dini değerler arasında yer almaktadır.
Dini Yerlerde Nasıl Davranılmalı
Dini ibadetlerimizi gerçekleştirdiğimiz camilerde bazı kurallara uyma zorunluluğumuz vardır,
- Camiye ayakkabı/terlik vb ile girilmez,
- Bayanlarda saçlar başörtüsü/tülbent vb ile kapatılır ve kıyafetinin ise vücudunu örtmesine dikkat edilmelidir,
- Yüksek sesle konuşulmamalı,
- Diğer insanlara saygılı olunmalıdır.
İstiklal Marşı
Milli marşımız olan İstiklal Marşı okunurken/duyulduğunda uyulması gereken kurallar,
- Başımızda şapka bulunuyorsa çıkarmalıyız.
- Oturuyorsak kalkmalı ve saygı göstermeliyiz.
- Marşın bittiğini duymadan yerimizden ayrılmamalıyız.
- İstiklal Marşı söylerken ve dinlerken herhangi bir şeyle meşgul olmamalıyız
- Marş söylerken gülmemeli ve saygısızlık etmemeliyiz.
Ören yerlerinde, Tarihi Yerlerde Ve Müzelerde Uyulması Gereken Kurallar
- Müzede ve ören yerinde sergilenen eserlere ve kasalarına (kaidelerine) dokunmayınız, üzerlerine yazı yazmayınız.
- Gürültü yapmayınız,
- Anlatılanları dikkatle dinleyiniz, merak ettiklerinizi rehberinize ve (varsa) müze eğitim uzmanlarına sorunuz.
- Müzede/Ören yerinde yapılan uyarıları dikkate alınız.
- Müzede/Ören yerinde bir şey yemeyiniz.
- Yerlere çöp atmayınız.
- Müzede fotoğraf çekme konusunda gittiğiniz müzenin kurallarına uyunuz.
- Açık hava müzeleri/ören yerlerinde tarihi kalıntıların üzerine çıkmayınız/temas etmeyiniz.
Antalya’da Geleneksel El Sanatları ve Zanaatlar
Tarihi boyunca bir kültür havzası olan ve bu özelliğini günümüzde de muhafaza eden Antalya, geleneksel el sanatlarının çeşitliliği ile de dikkat çekmektedir. İlimizde çeşitli tarihlerde gerçekleştirilen alan araştırmaları sonucunda, tespit edilen el sanatlarından bazıları şu şekilde sıralanabilir;
- Ahşap Tekne Yapımcılığı
- Bakırcılık
- Bıçakçılık
- Çalgı Yapımcılığı
- Çan Yapımcılığı
- Çeyiz Sandığı Yapımcılığı
- Çorap Örücülüğü
- Demircilik
- Bardak Fığla Bardağı Yapımcılığı
- Gılamık Dokumacılığı
- Halı Dokumacılığı
- İpek Dokumacılığı
- Kalaycılık
- Kaşıkçılık
- Kilim Dokumacılığı
- Kolan (Çarpana) Dokuma
- Oya Örücülüğü
- Su Kabağı İşlemeciliği
- Yorgancılık
Yerel Halk Dansları
Antalya yöresi halk dansları “Teke Folkloru” diye adlandırılan bölgesel bir özelliğe sahiptir. Bölgede müzik alanında olduğu gibi halk oyunlarında da Yörüklerin etkisi ağır basar. Yörenin danslarını; Mengi, Samah, Teke,Kaşık oyunları ve Zeybek gibi, dansçıların birbirlerine tutunmadan yürüttükleri danslar oluşturmaktadır. Antalya’nın doğusundaki ilçelerde ise Konya kaşık havası, Boğaz havaları, Serenler Zeybeği, Anamur Yolları, Silifke’nin Yoğurdu, Cezayir havaları çalınır. Bu oyunlar tek tek veya toplu olarak da oynanır.
Yerel Yemekler
Yörüklerin beslenme tarzının temelini, hayvancılık ve buğdaydan elde edilen besinler belirler. Kıyı şeridinde az da olsa yaş sebze üretilmesine karşın iç bölgelere gidildikçe buğday ve kuru sebze ağırlık kazanır. Antalya’da dünya mutfaklarının tamamına turistik otel ve lokantalarında bulmak mümkündür. Yöreye has yerel yemekler şunlardır: Saç kavurması, Tandır kebabı, Kölle (buğday, fasulye, nohut ve bakla haşlaması), Domates civesi, Hibeş, Arapaşı
Spor
İl sınırları içinde çok sayıda tescilli spor kulübü ve 200.000 dolayında lisanslı sporcu bulunmaktadır. Bu kulüplerde futbol, basketbol, hentbol, voleybol, atletizm, güreş, judo, karate, tekvando, tenis, masa tenisi, sutopu ve yüzme başta olmak üzere birçok spor dalında faaliyet yapılmaktadır. Futbolda Akrepler takma ismini kullanan Antalyaspor, şehri Türk futbolunda en üst düzeyde temsil etmektedir. Antalyaspor, karşılaşmalarını 33.032 kişilik Antalya Stadyumu'nda oynamaktadır.
Şenlikler ve festivaller
Antalya'da çeşitli dönemlerde festivaller ve şenlikler düzenlenmektedir. Bu festivaller genelde Antalya'nın yüksek kesimlerinde yaylalardaki yaz şenlikleridir (Feslikan Yaylası Festivali, Söbüce Yaylası Şenliği, Alanya Şenlikleri gibi). Bunun yanında Elmalı yöresinde Alevi-Bektaşi-Türkmen kültürü yaşayan halk da şenlikler düzenlerler (Abdal Musa Şenlikleri gibi).Antalya'da yerel ölçekte olduğu gibi ulusal ve uluslararası ölçekte festivaller de düzenlenmektedir. Ulusal ölçekte en büyük festival 2010 yılında düzenlenmeye başlanan Antalya Televizyon Ödülleri'dir. Uluslararası ölçekte her yıl ekim ayında Antalya Altın Portakal Film Festivali düzenlenir. Ayrıca Uluslararası Antalya Kum Heykel Festivali, gelenekselleşmiş Türkiye'nin tek, dünyanın ise en büyük kum heykel etkinlikleri arasında yer almaktadır.
Tüm bu etkinlikleri gerçekleştirirken; kadınların ve çocukların kişisel özen alanlarını ihmal etmeyiniz.
Özellikle çocuklara karşı hoşgörülü olmanızı ve zarar verecek her türlü davranıştan kaçınmanızı önemle rica ederiz.